1. METİN
KARAGÖZ - Hoş bulduk kel kafalı
kara üzüm!
HACİVAT - Nereden gelip nereye
gidiyorsun bakalım?
KARAGÖZ - Bir yere gittiğim yok da
oğlumla kaç saattir okuma-yazma çalıştık... Biraz gezeyim dedim.
HACİVAT - Tabii iyi yaptın efendim
kafan balon olmuştur.
KARAGÖZ -Hay hay kafam balon oldu
da uçmasın diye boynuma yapıştırdım.
HACİVAT - Hemen yanlış anlama yani
uzun zaman ders çalışmaktan kafan şişmiştir.
KARAGÖZ - Kafam pişti de soğutmaya
çıktım.
HACİVAT - Allah iyiliğini versin!
Neyse çalışmalar iyi gidiyor mu?
KARAGÖZ - Hem de nasıl iyi gidiyor
bilemezsin Hacı Cavcav! Sen söyle de müdür benim ilkokul diplomamı
hazırlasın...
HACİVAT - Efendim sen hele hepsini
iyi öğren de diploma işi kolay...
KARAGÖZ - Şey okuma yazma
öğrenirsem diploma başka başka ne işime yarayacak?
HACİVAT - Bak meselâ artık mühüre
lüzum kalmayacak...
KARAGÖZ - Yerine kimse bakmayacak
mı?
HACİVAT - Kimin yerine
Karagöz'üm?...
KARAGÖZ -"Artık müdüre lüzum
kalmayacak..." dedin ya!
HACİVAT - Efendim müdür değil
mühür! Hani imza yerine bastığın damga yok mu?
KARAGÖZ - Öyle söylesene köftehor!
HACİVAT - Pekâlâ mektup yazmasını
biliyor musun?
KARAGÖZ - Biliyorum Hacı Cavcav çok
kolay!...
HACİVAT - Aferin demek bilgini o
kadar ilerlettin? O halde söyle bakalım mektup nasıl yazılır?
KARAGÖZ - Oğlum "Hazır
Mektuplar" diye bir kitap getirmiş... Onun içinden seçip seçip yazılır.
HACİVAT - Allah iyiliğini
versin" desene oğlun da senin kafada yetişiyor. Hiç kitaptan kopya
edilerek mektup yazılır mı?
KARAGÖZ - Niye yazılmasın? Bir yere
yazdım oldu.
HACİVAT - Pekâlâ cevap geldi mi?
KARAGÖZ - Cevap gelmedi mektubun
kendisi geri geldi.
HACİVAT - Neyse... O zaman seninle
biraz mektup üzerine konuşalım. Örnek ister misin?
KARAGÖZ - Parasız olursa isterim
Hacı Cavcav! Pişirip akşama yeriz.
HACİVAT - Yine ne anladın mektup
pişirilip yenir mi?
KARAGÖZ - Köftehor "Ördek
ister misin?" dedin ya!...
HACİVAT - Aklın yine başka yerlere
gitti. Sen şimdi beni iyi dinle! Bir defa tarihsiz mektup olmaz.
KARAGÖZ - Anladım talihsiz mektup
olmaz.
HACİVAT - Talih değil tarih!...
Yani mektup kâğıdının üst-sağ köşesine o günün tarihi yazılır.
KARAGÖZ - Hay hay yazılır!
HACİVAT - Mektubu kime
göndereceksin Karagöz'üm?
KARAGÖZ - Yabancıya gitmesin
kendime gönderirim. Hem de çabuk gelir.
HACİVAT - Saçmalama insan kendine
mektup göndermez. Diyelim ki babana yazacaksın!
KARAGÖZ - Pataklarım ha! Babam
mezarda postacı mektubu ona nasıl verecek?
HACİVAT - Allah Allah... Pekâlâ
mektubu bana yazıyorsun nasıl başlarsan?
KARAGÖZ - "Keçi suratlı Hacı
Cavcav çabuk yanıma gel canım seni pataklamak istiyor!" diye yazarım.
HACİVAT - Efendim olur mu?
"Çok sevgili arkadaşım Hacivat Çelebi Beyefendi" diye yazılır.
KARAGÖZ - Ben sana öyle yazamam çok
istiyorsan otur kendin yaz!
HACİVAT - Pekâlâ bana yazma! Oğluna
yazıyorsun "Çok sevgili oğlum!" diye başlarsın.
KARAGÖZ - Gerisini biliyorum.
Mektup bitince zarfa koyar üstüne de adres yazarım.
HACİVAT - Aferin Karagöz'üm
sonra?...
KARAGÖZ - Sonra da oğluma telefon
edip mektubu okurum.
HACİVAT - Yine sinirlerim oynamaya
başladı.
2. METİN
(İki arkadaş yürüyorlar.)
HACİVAT – Eeee, görüşmeyeli
nasılsın Karagöz’üm?
KARAGÖZ – Köftehor, hergün
görüşüyoruz ya!…
HACİVAT – Canım lafın gelişi öyle
denir. Yani dünden beri nasılsın, neler yapıyorsun?
KARAGÖZ – Bulduğum her işi
yapıyorum.
HACİVAT – Aferin, boş duranı kimse
sevmez! Keşke okuma yazman da olsaydı hiç işsiz kalmazdın!
KARAGÖZ – Boş kaldıkça çalışıyorum
ya…
HACİVAT – Çok iyi!… Neredesiniz?…
KARAGÖZ – Bizim evdeyiz…
HACİVAT – Canım öyle değil, yani
çalışmanın neresindesiniz demek istiyorum?
KARAGÖZ – Çalışmanın içindeyiz Hacı
Cavcav!
HACİVAT – Allah iyiliğini versin,
sana nasıl anlatmalı? Ne çalışıyorsunuz?
KARAGÖZ – Bilmiyor musun, ilkokul
birinci sınıf kitaplarına çalışıyoruz.
HACİVAT – Efendim, onu biliyorum!
Haftalar evvel alfabeye başlamıştınız. Harfleri söktün mü?
KARAGÖZ – Ben söktüm de hanım
kaybolmasınlar diye tekrar yerlerine dikiyor.
HACİVAT – Öyle değil, yani harfleri
artık tanıyor musun?
KARAGÖZ – Tabii tanıyorum da
birbirimizi görünce selamlaşıyoruz.
HACİVAT – Senin bugün yine
tersliğin üstünde.
KARAGÖZ – Köftehor, seni görünce
tersim dönüyor.
HACİVAT – Pekâlâ, heceliyor musun?
KARAGÖZ – Hay hay, geceliyorum.
HACİVAT – Değil efendim, yani
yanyana gelen harflerin sesini verebiliyor musun?
KARAGÖZ – Ben ses veriyorum, onlar
da bir ağızdan şarkı söylüyorlar.
HACİVAT – Sinirlenmemek için
kendimi zor tutuyorum. Bana güzel cevaplar versen sana yardım edeceğim ama fırsat
vermiyorsun ki…
KARAGÖZ – Köftehor, yardım ettin de
"Olmaz" mı dedim.
HACİVAT – Pekâlâ, bizim alfabede
kaç tane harf var?
KARAGÖZ – Herkesin kendi alfabesi
oluyorsa sizin alfabede kaç harf olduğunu ne bileyim.
HACİVAT – Allah Allah!… Yani Türk
alfabesinde kaç harf var biliyor musun?
KARAGÖZ – Onu bilmeyecek ne var!
HACİVAT – Aferin, söyle bakalım?
KARAGÖZ – Önce sen söyle ki kendin
biliyor musun göreyim!
HACİVAT – Canım bilmesem ben okuyup
yazabilir miyim! Tabii yirmi dokuz harf var Karagözüm!
KARAGÖZ -Aferin, ben de öyle
söyleyecektim Hacı Cavcav!
HACİVAT – Neyse… İlk harfin adı
nedir?
KARAGÖZ – Köftehor aklımı
karıştırma! Harflerin adı soyadı da mı oluyor?
HACİVAT – Seni ders çalıştırırken
oğlun nasıl sabrediyor, "İmdat" diye bağırmıyor, aferin çocuğa!
KARAGÖZ – Oğlumu harflere
karıştırmam!
HACİVAT – Efendim ilk harfin adı
aaaaa’dır. Neymiş?…
KARAGÖZ – Aaaaaaadır!…
HACİVAT – Aaaaadır değil, aaaaa!…
KARAGÖZ – Hacı Cavcav, bu harfin
adı bizim alfabede çok kısa idi ama senin ağzında lastik gibi uzadı.
HACİVAT – Sen kısasını öğren yeter
a…
KARAGÖZ – Gördün mü, ben de sana
öğretiyorum.
HACİVAT – Pekâlâ, daha sonra hangi
harfler gelir?
KARAGÖZ – Bilmeyecek ne var, öteki
harfler gelir.
HACİVAT – Efendim, be, ce, çe, de..
KARAGÖZ – Hay hay, peçete gelir.
yemek mi var?…
HACİVAT – Hay peçete gözüne girsin!
Kaç tane sesli harf olduğunu da bilmiyorsun değil mi?
KARAGÖZ – Harflerin hepsi seslidir
Hacı Cavcav!
HACİVAT – Kim söyledi?…
KARAGÖZ – Kimse söylemedi ama
harfin sesi çıkmazsa onu nasıl okuruz? Sen beni kandırıyorsun!
HACİVAT – Sen okuma yazma
öğrenirsen, kediler de alfabeyi öğrenirler. (Hacivat, sonra Karagöz giderler.)
3. METİN
İftar
Bilmecesi
(Hacivat, arkadaşının arkasından
yetişir.)
HACİVAT - Merhaba Karagöz'üm,
uğurlar olsun!
KARAGÖZ - İftar kokuları burnuna
dolsun!
HACİVAT - Hah hah hah!... Eksik
olma, beni yine güldürdün! Aman!...
KARAGÖZ - Ne oldu Hacı Cavcav, kel
kafanı bit mi ısırdı?
HACİVAT - Değil efendim! Sen
göbeklenmişsin?...
KARAGÖZ - Pataklarım ha, ağzını bozma!
HACİVAT - Canım fena bir şeyi mi
söyledim?
KARAGÖZ - Köftehor, "Sen köpek
yemişsin!" dedin ya!...
HACİVAT - Efendim hiç öyle söyler
miyim? Yani göbek yapmışsın diyorum.
KARAGÖZ - Ne zaman börek
yapmışsın?...
HACİVAT - Allah iyiliğini versin,
hemen saçmalamaya başladın! Kilo almışsın...
KARAGÖZ - Bizde terazi yok ki, kilo
alıp ne yapayım?
HACİVAT - Nasıl anlatmalı?...
Şişmanlamışsın!...
KARAGÖZ - Öyle söylesene! Hay
hay!...
HACİVAT - Nasıl da farketmemişim?
Çok kilo almışsın!
KARAGÖZ - Köftehor, başka türlü
geçinebilir miyim?
HACİVAT - Canım, Ramazan'da kilo
almanın geçinmekle ne alâkası var anlayamadım?
KARAGÖZ - Anlayamayacak ne var? Her
akşam birkaç iftira, her gece birkaç sahura gidiyoruz ya, tabii bir ayda
yirmiiki kilo şişmanlıyorum.
HACİVAT - Allah Allah?...
KARAGÖZ - Sonra da parasızlıktan
Ramazan sonrası on bir ay akşam yemekleri ile idare ettiğim için ayda iki kilo
zayıflayıp, gelecek Ramazan'a kadar idare ediyorum.
HACİVAT - Allah iyiliğini versin!
Bırak şakayı ama Karagöz'üm, şişmanlık iyi değil! çeşitli hastalıklara sebep
olur.
KARAGÖZ - Hay hay!... Sen şimdi
bırak şişmanlığı da Hacı Cavcav, aklıma bir bilmece geldi.
HACİVAT - Hatırın kalmasın, sor
bakalım?
KARAGÖZ - Ama bilemezsen bize
iftara geleceksiniz!
HACİVAT - Anlayamadım? Öyle şey olur
mu?
KARAGÖZ - Pataklarım ha, bal gibi
olur!
HACİVAT - Bilmeceyi bilirsem, siz
bize iftara geleceksiniz? Ters oldu ama sor bakalım?
KARAGÖZ - Ters sensin! İyi
dinle!... Bugün hangi gün?
HACİVAT - Canım bırak bugünü de sen
şu bilmeceyi sor bakalım?
KARAGÖZ - Köftehor, sordum ya!...
HACİVAT - Allah Allah, ne zaman
sordun? "Bugün hangi gün?" dedin o kadar...
KARAGÖZ - İyi ya, işte o bilmece
idi.
HACİVAT - Efendim öyle bilmece olur
mu? çocuklar bile cevabını hemen verir. Bugün hangi gün olacak? Sen de biliyorsun
ki Cumartesi...
KARAGÖZ - Bilemedin Hacı Cavcav!...
HACİVAT - Hah hah hah, haydi Pazar
olsun!
KARAGÖZ - Düşün de öyle cevap ver!
HACİVAT - Düşünecek ne var?
Cumartesi, Pazar olmazsa... Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe...
KARAGÖZ - İyi düşün de sonra mızıkçılık
yapma!
HACİVAT - Kaldı bir gün... Bildim,
Cuma!...
KARAGÖZ - Bilemedin!...
HACİVAT - Allah Allah?... Pekâlâ
bilemedim, cevabını sen söyle bakalım!
KARAGÖZ - Köftehor, bugün Ramazan
günü...
HACİVAT - Birâder böyle bilmece
olur mu? sen uydurdun!
KARAGÖZ - Baştan kabul etmeseydin!
HACİVAT - Haklısın ama bana doğru
dürüst bir bilmece soracaksın zannettim. Ne olacak şimdi?...
KARAGÖZ - Söyledim ya, bu akşam
bize iftira geleceksiniz?
HACİVAT - Karagöz'üm, sen bizi
kolay kolay iftara dâvet etmezsin ya, bu işin içinde bir bit yeniği var.
KARAGÖZ - Bit yemi yok, fare zehiri
var.
HACİVAT - Pekâlâ sorması ayıp
olmasın da iftarda bize neler ikram edeceksin bakalım?
KARAGÖZ - Köftehor bilmiyor musun?
Neler getirirseniz onları beraberce yiyeceğiz. (Yürümeye devam ederler.)
4. METİN
Davul
Bahşişi
(İki arkadaş konuşarak yürüyorlar.)
HACİVAT - Aman Karagöz'üm, beni
bazen kızdırsan da seni görünce rahatlıyorum, Nasılsın?...
KARAGÖZ - Teşekkür ederim, iyiyim
Hacı Cavcav!
HACİVAT - Hayrola, kendi kendine
niye gülüp duruyorsun?
KARAGÖZ - Başıma gelenleri
hatırladıkça gülmeden edemiyorum. Hah hah hah!...
HACİVAT - Hah hah hah!... Demek
seni bu kadar çok güldürecek kadar tuhaf şeyler oldu.
KARAGÖZ - Pataklarım ha, sen gülme!
HACİVAT - Canım nasıl gülmeyeyim,
baksana çok komikmiş...
KARAGÖZ - Köftehor, daha beni
dinlemeye başlamadan neye gülüyorsun?
HACİVAT - Tamam efendim,
gülmüyorum. Haydi anlat?...
KARAGÖZ - Biliyorsun, Ramazan
gelince benim dededen kalma davulu köşesinden çıkarıyorum.
HACİVAT - İyi yapıyorsun
Karagöz'üm! Davulsuz Ramazan tuzsuz yemeğe benziyor.
KARAGÖZ - İyi ya, ben de ilk günden
davulumu gümbürdettim ki Ramazan şenlenir oldu.
HACİVAT - Aferin, eline koluna
sağlık!... Sonra?...
KARAGÖZ - Dinleyeceksen çeneni
kapat Hacı Cavcav!
HACİVAT - Kapattım!...
KARAGÖZ - Dün de davulumu sırtlayıp
düştüm yollara... Komşu mahallede kapı numarası ile başlayıp salladım
tokmağı...
HACİVAT - Aman çal davulu
Karagöz'üm, çal ki şu güzel Ramazan âdetimiz unutulmasın!
KARAGÖZ - Pataklarım ha, yine çenen
açıldı!
HACİVAT - Canım efendim, verdiğin
bilgilere senin adına seviniyorum da konuşmadan edemiyorum.
KARAGÖZ - Davulun sesi bir güzel
çıkıyor ki Hacı Cavcav, keyfime değme gitsin!...
HACİVAT - Oh oh, maşallah, gelsin
bahşişler!...
KARAGÖZ - Bahşişler geldi de...
Evin birisinde başıma bilsen ne işler geldi.
HACİVAT - Aman Karagöz'üm,
yanlışlık mı oldu?
KARAGÖZ - Yanlışlık falan olmadı
da... Huysuz Haydar beyin kapısında işler karıştı. Evde sesler var, bekle bekle
bahşiş yok...
HACİVAT - Efendim yoksa geç öteki
kapıya... Herkes zorla para vermek zorunda değil ki...
KARAGÖZ - Bana bak, alamadığım
bahşişleri sonra senden isterim ha! Köftehor, vermeyeceklerse önceden
söylesinler de boşuna tokmak sallamayayım.
HACİVAT - Sen de haklısın
Karagöz'üm! Pekâlâ, bekleyince ne oldu?
KARAGÖZ - Ne olacak, ben davul
çalmaya devam edince üstüme pencereden bir kova suyu boşalttı.
HACİVAT - Çok ayıp etmiş ama bir
şeye mi sinirlenmiş?
KARAGÖZ - Ben kapısında davul
çalmadan az evvel evini soyan hırsıza sinirlenmiş Hacı Cavcav!
HACİVAT - Canım olsun, hırsıza
kızıp davulcunun başına su boşaltılır mı?
KARAGÖZ - Hay hay, boşaltılmaz
ya... Huysuz Haydar beyin bütün parası çalınmış da bana verecek bahşiş bile
kalmamış...
HACİVAT - Vah vah vah!... Pekâlâ
sen ne yaptın?
KARAGÖZ - Ne bileyim!... Kafama su
boşaltacağına, pencereden soyulduğunu söylesene, topladığım bahşişleri de
verirdim.
HACİVAT - Aferin Karagöz'üm! Eeee,
sonra?...
KARAGÖZ - Ben inadına kapıda
çalmaya devam ediyorum.
HACİVAT - Şey, davulun ıslanmamış
mı?
KARAGÖZ - Önce ıslanmamıştı. Çalıp
söylediğim mâniyi duyunca kafama bir kova daha su boşlattı.
HACİVAT - Ne mânisi söyledin
bakayım?
KARAGÖZ - Yarım kaldı uykusu,
Sardı bahşiş korkusu,
Haydar Bey pencereden
Başıma boşalttı su.
HACİVAT - Allah iyiliğini versin
Karagöz'üm!... (Konuşarak yürümeye devam ederler.)
BENCE HEPSİ GÜZEL TEKER TEKER OKUDUM HATTA İKİŞER DEFA ŞUNU DA SÖYLEMEK İSTERİM Kİ SSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPPEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEERRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRR1
YanıtlaSilHem güzel diyorsun ama 1 tanesini beğenmişsin.
SilWEKHF
Silçok kısaydı
SilSssssssssssssssssssssssssüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiişiii. Ronaldo ha ha aha
SilÇokkkkkkkkkkkkkkkkkkkk uzun iğrençccccccc
SilBirazdaha komik olabilirdi
SilHepsi çoooooooooooooook uzuuuuuun
SilÇok uzun
Silmega süper çokkkkk guzel
Silçok güzel ama biraz kısa olsaydı kok iyi olurdu
SilLahmacun gibi guzel kebap gibi uzun
SilBana hiç uzun gelmedi hacı çav cav
Silçok komikkkkkk
YanıtlaSilEvet
SilÇoooooooooooooooooooooooooooooooooooookkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkgüzeeeeeeeeeeeeeeeeeelllllllllllllll
YanıtlaSilya biraz sıkıcı yani KOMİK DEĞİL öğretici ve ÇOOK çocuksu yine de yapana teşekkürler emek sarf etmiş sonuçta
YanıtlaSilcidden sen et beyinlisin değil mi? lan karagöz hacivat ortaoyun lan yazana desen site yazarına diyor diyeceğim yapana demiş sence yapanlar hala hayatta mı?
Silcidden sen et beyinlisin değil mi? lan karagöz hacivat ortaoyun lan yazana desen site yazarına diyor diyeceğim yapana demiş sence yapanlar hala hayatta mı?
Silyaw bi s.g
Sildaha eğlenceli veya uzun olsunki hoca okumaya üşensin
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilNiye sildiniz
SilVay be kötü yorumda bile siliyorlar arkadaşım bana ### gibi olmuş diyor ben bişey diyemiyom ama internet olunca noluyor hemen siliniyor
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil2. metnin yazarını öğrenebilir miyim
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilgüzeel :D
YanıtlaSilsadece güzelmi süper
Silgercekten cok beğendim süperdi tebrik ederim
SilCok guzel ve komik olmus elinize saglik
YanıtlaSilnghn
Silsüper olmuş harika elinize sağlık olsun çok güzel çok beğendim ya :D
YanıtlaSilhepsi cok güzel
YanıtlaSilbirinci ikinci ücüncü benim icin fark etmez hepsi cok güzel tek sölemek istediğim şu:hhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaarrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrriiiiiiiiiiiiiiiiiiikkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
YanıtlaSilsüper olmuş daha abartmanıza gerek yok adammı kızmı cok teşekür ederiz ona kimse
YanıtlaSilçok güzel...
YanıtlaSilmüthiş bir ödev haaaa herkese tavsiye ederim.....
YanıtlaSilthank you....beatiful...
YanıtlaSilooyyyyyyyyyyyyyy çoooooookkkkkkkkkkkkkk ggggggggüüüüüüzzzzzzzeeeeellllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll
YanıtlaSil
YanıtlaSilKARAGÖZ İLE HACİVAT: MANGAL SEFASI
Hacivat: " Karagözüm, sucuk aldım. Gel mangal sefası yapalım. "
Karagöz: " Birer kangal alalım ama benim bahçe küçük, kangala dar gelir. "
Hacivat: " Kangal demedim Karagözüm, mangal dedim. Mangalda sucuk pişirelim. "
Karagöz: " Kangalla çocuk bir arada olmaz. Yaşar'ı kangal ısırır. "
Hacivat: " Canım, ne Yaşar'ı, ne kangalı, sucuk dedim, mangal dedim. "
Karagöz: " He öyle söylesene, sucuğu mandalla tavana asarsın. "
Hacivat: " O neden? Neden sucuğu tavana asıyorsun? "
Karagöz: " Kurusun diye. Kuru sucuğun tadı farklı olur. "
Hacivat: " Tamam Karagözüm, sucuğu kuruttum, mangalı bahçeye oturttum. "
Karagöz: " Ben senin bahçeye gelmem, Hacivat. "
Hacivat: " Gelmezsen gelme. Ben de kendime ziyafet çekerim. "
Uzaklaşıp giden Hacivat'ın arkasından Karagöz söylenir:
" Seni gidi beni bilmez. Kangalı kesmiş, sucuk yapmış, mangalda pişirecekmiş. Bende o sucuğu yiyecek göz var mı? "
SON
Güzel olmuş
SilSağol
Sil
YanıtlaSilKARAGÖZ İLE HACİVAT: KARAGÖZ AŞIK
Genç Karagöz Bursa sokaklarında elinde bir demet ısırgan otuyla hızlı adımlarla yürürken, Hacivat'la karşılaşır. Hacivat sorar:
" Hayrola Karagözüm, bu ne acele? Sanki peşinden köpek kovalıyor. "
Karagöz: " Sus Hacivat! Köpek beni niye kovalasın? O ancak senin gibileri kovalar. "
Hacivat: " Hemen kızma Karagözüm, lafın gelişi öyle dedim. Hızlı hızlı nereye böyle? "
Karagöz: " Hı.. "
Hacivat: " Hızlı hızlı nereye böyle? Yani nereye yetişeceksin? "
Karagöz: " Şey, yavuklumla buluşacağım da. "
Hacivat: " Yavuklun mu? Senin yavuklun mu var? "
Karagöz: " Var tabi, neden olmasın? Ben sevemez miyim yani? "
Hacivat: " Tabi seversin, yavuklun da olur. O elindeki nedir? Isırgan otu mu? "
Karagöz: " He ya ısırgan otu. Yavukluma verecektim "
Hacivat: " Olur mu Karagözüm, hiç insan sevdiğine ısırgan otu verir miymiş? "
Karagöz: " Ee o zaman ne verir?
Hacivat: " Karanfil verir. "
Karagöz: " Kara fil mi? Afrika mı burası? Fil ne arar? "
Hacivat: " Karanfil dedim Karagözüm. Bir tür çiçek. "
Karagöz: " Çilek bulunmaz şimdi, mevsimi değil. "
Hacivat: " Çilek değil, çiçek dedim. Her neyse sen iyisi kırmızı gül götür. "
Karagöz: " Hı.. "
Hacivat: " Kırmızı gül, kırmızı gül. "
Karagöz: " Kırmızı tül mü? Perdelik tüllerden mi? "
Hacivat: " Dur Karagözüm, ne perdesi ne tülü. Kırmızı gül dedim. "
Karagöz: " Kırmızı kül mü? Amma yaptın Hacivat, külün kırmızısı mı olurmuş? "
Hacivat: " Yine yanlış anladın. Peki o zaman senin dilinle konuşalım. Ya nesi olur? "
Karagöz: " Sen de ne cahilsin Hacivat. Külün rengi kül rengi olur. Bilmiyorsan öğren. "
Karagöz'ün yanlış anlamaları karşısında sinirlenen Hacivat ne kadar hırslandığını Karagöz'e fark ettirmemeye çalışır. Kuruyan dili damağında zorlukla döner:
" Tamam Karagözüm, yavukluna ne istersen götür. Isırgan götür, sarımsak götür, soğan götür. "
Hacivat, ister ıspanak götür, ister pırasa götür, diye söylenerek uzaklaşır gider. Hacivat'ın arkasından bakakalan Karagöz çabucak aklını toplar. Kendini daha sağlıklı düşünmeye zorlar:
" Hacivat'ın her dediğini ısırganın yanında yavukluma hediye etsem iyi olacak. Şimdi ben sarımsak, soğan, ıspanak, pırasa nerede bulurum? "
Karagöz aradıklarını komşuların yardımıyla tamamlar. Hepsini bir sepete koyarak yavuklusuna verir. Karagöz'ün yavuklusu genç kız hediyelerden dolayısıyla memnun olur. Bu genç kız Karagöz'ün oğlu Yaşar'ın annesidir.
SON
YanıtlaSilKARAGÖZ İLE HACİVAT: PARAYI KİM BULDU
Karagöz iş bulur. Yedi gün çalışır ve ilk haftalığını alır. Akşamüstü evine dönerken haftalığını kaybeder. Geldiği yoldan geriye döner ve düşürdüğü paralarını aramaya başlar. Diğer yandan da söylenmektedir:
" Paracıklarım, paracıklarım, gitti paracıklarım. Keşke paralarım cebimde dursaydı da ben kaybolsaydım. "
Aynı saatte evine dönmekte olan Hacivat Karagöz'le karşılaşır.
Hacivat: " Hayrola Karagözüm, yanımdan geçersin beni görmezsin. Paracıklarım dersin. Para mı kaybettin? "
Karagöz: " Hiç sorma Hacivat. Haftalık almıştım, onu kaybettim. "
Hacivat: " Bir gören, bir bulan yok mu? "
Karagöz: " Dört gören, beş bulan var. Canımı sıkma, canını yakarım. "
Hacivat: " Aman Karagözüm kızma. Para kaybedince ararsın bulamazsan, kadıya gidersin. "
Karagöz: " Hı. "
Hacivat: " Para kaybettin, aradın bulamadın, ne yaparsın? Kadıya gidersin. "
Karagöz: " Demek paramı kadı bulmuş. "
Hacivat: " Kadının para falan bulduğu yok. Parayı bulan kadıya bırakır. Kaybeden kadıya gider. Para kadıdaysa parasını alır. "
Karagöz: " Ya para kadıda yoksa. "
Hacivat: " O zaman avcunu yalar. "
Karagöz: " Yani şimdi avcumu yalarsam param bulunur mu? "
Hacivat: " Nereni yalarsan yala paran bulunmaz. "
Karagöz: " Ne yapmak gerekir? "
Hacivat: " Kadıya gitmek gerekir. Buyur Karagözüm, önden sen yürü. "
Karagöz: " Önden ben yürümem, yanyana gidelim. "
Hacivat ile Karagöz kadıya giderler. Yolda para bulan birisi parayı getirip kadıya teslim etmiştir. Fakat paranın sahibinin kim olduğunu bilmemektedir. Karagöz'ün haftalığını kaybettiğini öğrenen Hacivat onu kadıya yönlendirir. Çünkü Karagöz'ün kaybettiği parayı bulan Hacivat'tır
YanıtlaSilKARAGÖZ İLE HACİVAT: TURŞU
Hacivat: " Hanım turşu kurduydu. Turşular bir olmuş. "
Karagöz: " Hanım tarla kurduydu. Kuş mu olmuş? "
Hacivat: " Canım Karagözüm. Ne kurdu, ne kuşu? "
Karagöz: " Kurt Bozkurt, kuş Zümrüdü Anka Kuşu. "
Hacivat: " Hanım turşu kurduydu. Turşular olmuş dedim. "
Karagöz: " Hani masalda Bozkurtlar Zümrüdü Anka Kuşu'nu tepelemiş. "
Hacivat: " Eee. "
Karagöz: " Ben de seni tepelerim. "
Karagöz Hacivat'ın üstüne yürür.
Hacivat: " Dur Karagözüm, ben ne yaptım? "
Karagöz: " Daha ne yapacaksın? Tepeme çık öt bari. "
Hacivat: " Tepene çıkıp öteyim mi? Ne gibi ötmemi istersin Karagözüm? "
Karagöz: " İster horoz gibi öt, ister bülbül gibi öt. "
Hacivat: " Eşek gibi öteyim mi? "
Karagöz: " Eşek ötmez anırır. İstersen anırabilirsin. "
Hacivat: " Ben anıramam ama sen iyi anırırsın, Karagözüm. "
Hacivat tarafından eşek yerine konmak Karagöz'ü çileden çıkarır. Hacivat'ın üstüne hamle yapar. Hacivat geri dönüp kaçmaya başlar. Karagöz Hacivat'ı evinin önüne kadar kovalar. Hacivat evine girer ve kapıyı sürgüler. Kapının önünde bağırıp çağıran Karagöz'e pencereye çıkan Hacivat'ın hanımı söylenir:
" Aaa yeter be! Git kendi evinin önünde bağır. "
Hacivat'ın hanımının sözleri karşısında Karagöz sessizce oradan uzaklaşır. On gün ne Hacivat'ı arar ne de onun evinin önünden geçer. İki ayrılmaz dost sonradan barışırlar.
what your name
YanıtlaSiliyi olmuş
YanıtlaSilevet olmustur
SilÇok güzel olmuş 👏🖒
YanıtlaSilhayir olmami
SilÇok kısa bir şay yazzzzzzııııııınn 😸😸😺😺😺🎉
Sil3. metindeki yirmiiki kelimesi sayı olduğu için ayrı ya da sayıyla yazılması gerekiyordu
YanıtlaSilhayir gerekmiyor
YanıtlaSilBiraz daha kısa ve komik olobilirdi.Birde Karagöz daha fazla anlamazlıktan gelirse daha güzel olur bunlar dışında süüüpeeerrrr!!!!
YanıtlaSilÇok güzel
YanıtlaSilÇok güeldi ama ödevim vardı•Onu yazcak diye KOLLARIM KOPTU ANLATAMAMMMMMMMMMM♥️♥️❤️❤️
YanıtlaSilBizde yazıcı var (:
Silbizde de
Sil♥️♥️♥️♥️♥️♥️❤️❤️❤️❤️ÇOK AMA ÇOK GÜZELDİ
YanıtlaSil❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️
YanıtlaSilBen bunu paylaşıyorum görecek`misiniz bilmem ama biliyorum ki 2023 yılındayız Hatay`da yaşıyorum depremden çıktım
YanıtlaSildepremden çıktığın gibi karagöz hacivat metnimi baktın...
SilHaha
YanıtlaSilHadi ya bu kadına yönelik şiddetle ihtiyaç yok mu sizin gibi bişey mi dedi san
YanıtlaSilne yazdın bacım
SilVheberbrbfn
YanıtlaSilYazıları çok küçük ama çoooooooooooooooooooooooookkkkkkk güzel
YanıtlaSil🇹🇷çooooooooooooooooooooooooook güüüüzel olmuş kim yaptıysa helal olsun🤣🤣🤣🤣🤣🤣
YanıtlaSil🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷📱🚨🚨🚨🚨🚨🚨adeta alarm çaliyorum
YanıtlaSilNaber
YanıtlaSilBubizim ödevdi çokuzun amk
YanıtlaSilbu sitenin teması niye böyle
YanıtlaSil
YanıtlaSilKARAGÖZ İLE HACİVAT: GÜBRE
Hacivat Karagöz'ün evinin önünden geçerken, Karagöz pencereden Hacivat'ın üstüne atlar, boğuşmaya başlarlar. Yoldan geçen adamlar ikiliyi ayırırlar, bunlar sakinleşince adamlar gider. Yalnız kalınca Hacivat sorar: " Aman Karagözüm, bana neden saldırdın? Ben sana ne yaptım? "
Karagöz: " Şuna bak, bir de ne yaptım diye soruyor. "
Hacivat: " Söyle canım efendim, bir suçum varsa bileyim. "
Karagöz: " Cenabettin Bey yalıya bahçıvan arıyormuş. Zoti'yi göndermişsin. "
Hacivat: " Doğrudur. Zoti iyi bahçıvandır "
Karagöz: " Ben kötü bahçıvan mıyım? "
Hacivat: " Hayır, kötü bahçıvan değilsin. "
Karagöz: " O zaman beni gönderseydin. "
Hacivat: " Geçen defa seni gönderdiydim. Bahçedeki güllerin altına insan gübresi dökmüşsün. O kadar gül soldu. "
Karagöz: " Eee Cenabettin Bey geldi, Karagöz gülleri gübrele dedi. "
Hacivat: " Ama olmaz ki, insan gübresi dökülmez ki. "
Karagöz: " Ne gübresi dökülür? "
Hacivat: " Hayvan gübresi dökülür. "
Karagöz: " Kedi, köpek gübresi. "
Hacivat: " Olmaz. "
Karagöz: " Kuş, fare gübresi. "
Hacivat: " Olmaz Karagözüm, olmaz. "
Karagöz: " Bunlar hayvan değil mi? "
Hacivat: " Hayvan ama gübreleri bahçede kullanılmaz. "
Karagöz: " Kullanılırsa ne olur? "
Hacivat: " Topraktaki bitkiyi öldürür. Tarla, bahçe bozulur. "
Karagöz: " .... "
Hacivat: " Bir de Cenabettin Bey'i sokakta kovalamışsın. "
Karagöz: " Kovalarım tabi. Bana kızdı, bağırdı. "
Hacivat: " Kızar, bağırır. Yalının bahçesini tümden bitirdin. Bahçeyi temizletti, yeniden gül ektiriyor. "
Karagöz: " Keşke ben ekseydim gülleri. "
Hacivat: " Artık sana orası yasak. "
Karagöz: " Gülleri eksinler de sonra ben bakımını yaparım. "
Hacivat: " Karagözüm, söyle bakalım ne gübresi kullanırsın? "
Karagöz: " Sen söyle. "
Hacivat: " Ahır hayvanlarının gübresi. Say bakalım. "
Karagöz: " İnek, öküz gübresi. "
Hacivat: " Başka. "
Karagöz: " Boğa, tosun gübresi. "
Hacivat: " Başka. "
Karagöz: " At, eşek gübresi. "
Hacivat: " Başka, başka. "
Karagöz: " Koyun, keçi gübresi. "
Hacivat: " Değil mi ya? İşte bunları kullanmalısın? "
Karagöz: " Bak hepsini bildim. Zoti'yi kov, beni işe al. "
Hacivat: " Zoti'yi kovmam ama seni işe alırım. Yeni bir iş. "
Karagöz: " Yeni bir iş mi? Ne işi bu? "
Hacivat: " Yük taşıyacaksın. Sandık sandık domates. "
Karagöz: " Gündelik ne kadar? "
Hacivat: " Gündelikler hep aynı. Bu işin bir de ayrıcalığı var."
Karagöz: " Ayrıcalık mı? Neymiş o çabuk söyle. "
Hacivat: " İstediğin kadar domates yiyebilirsin. "
Karagöz: " İstediğim kadar mı? Desene yaşadım. Midem bayram edecek. "
Yazan: Serdar Yıldırım
YanıtlaSilKARAGÖZ İLE HACİVAT: AYAKLI KÜTÜPHANE
Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşır.
Karagöz: "Hacivat, evi taşımışsın? "
Hacivat: " Doğru taşıdım. "
Karagöz: " Nereye taşıdın? "
Hacivat: " Şu kilisenin beş ev yukarısına. "
Karagöz: " Kilis'e mi taşındın? "
Hacivat: " Kilis demedim Karagözüm. Kilise dedim. "
Karagöz: " Kilis'e taşındığına göre Konya'yı görmüşsündür. "
Hacivat: " Konya da nereden çıktı? "
Karagöz: " Kilis'e giderken kervan Konya'dan geçer. "
Hacivat: " Ne Konya'sı, ne kervanı? "
Karagöz: " Mervan dayım Konya'da otururdu. Çocukken gitmiştik. "
Hacivat: " Dayının adı Mervan mıydı? "
Karagöz: " Van daha ileride Acem sınırında. "
Hacivat: " Eee? "
Karagöz: " Orada bir göl varmış. Deniz kadar büyükmüş. "
Hacivat: " Göl deniz kadar büyük olur mu? Deniz gölden büyüktür. "
Karagöz: " Marmara Denizi, Ege Denizi. "
Hacivat: " .... "
Karagöz: " Karadeniz, Akdeniz. "
Hacivat: " Bunları niye sayıyorsun? "
Karagöz: " Saymayı bilirim, bir, iki, üç. "
Hacivat: " Sonra. "
Karagöz: " Üç, iki, bir. "
Hacivat: " Sonrası yok mu? Sen kaça kadar okudun? "
Karagöz: " Üçe kadar. Matematikte birinciydim. "
Hacivat: " Belli, sondan birinci. "
Karagöz: " Okumam da iyidir. "
Hacivat: " Şu dükkanın levhasını oku bakalım. "
Karagöz: " Kem küm. "
Hacivat: " Sonra. "
Karagöz: " Ham hum. "
Hacivat: " Senin neden üçe gidemediğin belli. "
Karagöz: " Üçe gidecektim ama evden göndermediler. "
Hacivat: " Neden? "
Karagöz: " Çok şey öğrenmiştim, beynim dolmuştu. "
Hacivat: " Yapma ya? "
Karagöz: " Bana ayaklı kütüphane diyorlardı. "
Hacivat: " Ayaklı kütüphane ha? "
Karagöz: " Sen de bir şey bilmiyorsun Hacivat? Sen kaça kadar okudun? "
Hacivat: " Beşi bitirdim. "
Karagöz: " Beşi mi? Ben senden çok okumuşum. "
Hacivat: " Vay vay! Üç mü büyük, beş mi? "
Karagöz: " Sen de amma cahilsin be Hacivat. Tabi ki üç büyük. "
------------------------------------------------------------------
KARAGÖZ İLE HACİVAT: KOCA KAFALI BİR KELEŞ
Hacivat: " Gökyüzünde yıldız var, ay var. "
Karagöz: " Yeryüzünde baldızımın yaptığı çay var. "
Hacivat: " Gökyüzünde bulut var, güneş var. "
Karagöz: " Yeryüzünde unutma keleş var. "
Hacivat: " Karagözüm, keleş mi var? "
Karagöz: " Var tabi, koca kafalı bir keleş var. "
Hacivat: " Acaba kim bu keleş? "
Karagöz: " Kim olacak tabi ki sen. "
Hacivat: " Aman Karagözüm, kafan benimkinden büyüktür. "
Karagöz: " Çaresiz kaldığın için, şu attığın çığlıktır. "
Hacivat: " Senin denizin bitmiş, çırpındığın sığlıktır. "
Karagöz: " Sığır sana derler, benden fışkıran sağlıktır. "
Hacivat: " Sığır bana mı derler? Ben sığır falan değilim. "
Karagöz: " Sağır değilsin ama sığır olduğun muhakkak. "
Bana nasıl sığır dersin diyen Hacivat, Karagöz'ün yüzüne sert bir tokat vurur. Karagöz yere yuvarlanır, ayağa kalkar. Sol eli sol yanağının üstündedir.
Karagöz: " Aman Hacivat, bana vurdun. "
Hacivat: " Sen de dayak istedin durdun. "
Karagöz: " Zalim Hacivat, bana vurma. "
Hacivat: " Senin uçarken gördüğün telli turna. "
Karagöz: " Hamama gittim, yoktu boş kurna. "
Hacivat: " Ben seni bilirim, çalar durursun zurna. "
Karagöz: " De git Hacivat, alırım seni ayağımın altına. "
Hacivat: " O biraz zor, bugün üzüm şerbeti içtim. "
Karagöz: " Tarlada buğday, başak mı biçtin? "
Hacivat: " Karagözüm, bugün çok saçmaladın. "
Karagöz: " Hacivatım, seçmeyi bilemedin. "
Hacivat: " Yanlışta olan ben değilim, sensin Karagözüm. "
Karagöz: " Tepeni delerim, budur son sözüm. "
Hacivat: " Karagözüm, barış yapalım, sun bana bir salkım üzüm. "
Karagöz: " İki karış uzakta dur, bir bardak zıkkım çözüm. "
Hacivat: " Nasıl olur, bir bardak zıkkım çözüm? "
Karagöz: " İç zıkkımın kökünü, titrerken gör çözümü. "
Hacivat: " Aman Karagözüm, zıkkım zehir olmasın? "
Karagöz: " Zehir, tehir olmasın, bardağa dolsun. "
Hacivat: " Dur Karagözüm, zehir bardağa dolmasın. "
Karagöz: " O zaman Hacivat sessiz kalsın. "
Hacivat: " Ağzıma fermuarı çektim, işte bak sustum. "
Yazan: Serdar Yıldırım
YanıtlaSilKARAGÖZ İLE HACİVAT: TUZSUZ DELİ BEKİR
Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşır. Ramazan ayının birinci günüdür.
Hacivat: " Ramazan-ı şerifler hayrolsun Karagözüm. "
Karagöz: " Sen ne diyorsun Hacivat? Ramazan'la şerif neden kaybolsun? "
Hacivat: " Ramazan-ı şerifler hayrolsun. Hayırlı ramazanlar. "
Derdi dağlardan büyük olan Karagöz Hacivat'ın ne dediğini yine anlayamaz: " Ramazanların tarlası mı? Ne bileyim nerededir? "
Hacivat: " Yani oruç ayına girdik Karagözüm. "
Karagöz: " Hı. "
Hacivat: " Oruçlu musun Karagözüm? Gece sahura kalktın mı? "
Karagöz: " Gece sabaha kadar uyuyamadım. Bir aralık dalmışım. Kötü bir rüya gördüm. Adamın biri, beni kesiyordu. "
Hacivat: " Hayrolsun diyecektim. Ama böyle rüyanın hayrı olmaz ki. "
Karagöz: " Hayri'yi rüyanda mı gördün? "
Karagözün hey heylerde olduğunu anlayan Hacivat hey heylere hay hay der geçer.
Hacivat: " Karagözüm, rüyanda seni kim kesiyordu? "
Karagöz: " Adamın biri. "
Hacivat: De hadi Karagözüm. Ağzımdan laf çıkmaz bilirsin. "
Karagöz: " Şu Tuzsuz Deli Bekir. Rüyama kadar girdi. "
Hacivat: " Ne demek rüyama kadar girdi? Gerçek hayatta da mı keskinleri oynadı? "
Karagöz anlatmaya başlar: " Yazın bir ara işsizdim. Tuzsuz'dan borç almıştım, ödeyemedim. İkidir gelir kapıyı tekmeler, açmadım diye kızar bağırır. Yolda önüme çıktı, kaçtım, kurtuldum. "
Hacivat: " Eee sonra ne oldu? "
Karagöz: " Dün çıkmaz sokakta kıstırdı beni. Hani para dedi. Bıçağını çıkardı, ileri geri salladı. Bir böbrekten, bir ciğerden dedi. "
Hacivat: " Elinden nasıl kurtuldun? "
Karagöz: " Yarın söz, paranı vermezsem bildiğin gibi yap dedim. "
Hacivat: " O ne dedi? "
Karagöz: " Parça mı olsun, kuşbaşı mı dedi. "
Hacivat: " Karagözüm, senin borcun ne kadardı? "
Karagöz borcunu söyler. Hacivat, Karagöz'ün borcunu son kuruşuna kadar eline sayar. Karagöz buna çok sevinir. Daha sonra evinin yolunu tutar. Tahmini doğrudur. Tuzsuz Deli Bekir, elinde bıçağı, kapının önünde bağırıp çağırmaktadır. Karagöz, Bekir Efendi deyip paraları gösterince Tuzsuz bıçaklı elini arkasına saklar: " Vay Karagöz, borcunu getirdin galiba. "
Karagöz: " Evet, borcum, al say, hepsi tamamdır. "
Tuzsuz parayı sayar: " Evet, tamam, der, borç morç kalmadı. "
Karagöz: " Bir daha senden borç almam. Bu son olsun. "
Tuzsuz: " Vay köfte vay, bir de haklı çıkarsın ha. Ben de sana borç verirsem elim bıçak tutamasın. " der ve bıçağını çıkarır. Karagöz eve kaçar. Kapıyı sürgüler. Kapının önünde nara atan, tehditler savuran Tuzsuz Deli Bekir daha sonra evin önünden uzaklaşır. Böylelikle Karagöz kurtulur.
SON
Yazan: Serdar Yıldırım